Ana içeriğe atla

Disleksi Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Göz Sağlığıyla İlişkisi

 

Disleksi Nedir

Disleksi, bireyin konuşma seslerini tanıma, bu sesleri harflere dökme ve yazılı dili çözümleme yetisinde zorluk yaşadığı nörogelişimsel bir öğrenme bozukluğudur. Genellikle “okuma bozukluğu” olarak bilinen disleksi, zeka, işitme ya da görme sorunlarından kaynaklanmaz. Sorunun kaynağı, beynin dili işleyen bölgelerindeki farklılıklardır.

Kimler Disleksi Olabilir?

Disleksi her yaştan bireyi etkileyebilir. Toplumun yaklaşık %15’inin disleksiye sahip olduğu, ancak yalnızca %10’undan azına resmi tanı konduğu tahmin edilmektedir.

Çocuklukta fark edilip desteklenmeyen bireylerde, bu zorluklar erişkinlikte de devam edebilir. Ancak, disleksi ile yaşamak öğrenmenin sonu değildir. Doğru araçlarla ve eğitim desteğiyle disleksili bireyler başarılı olabilir.


Disleksi Belirtileri Nelerdir?

Disleksi belirtileri yaşa göre değişiklik gösterir ve genellikle okul çağıyla birlikte daha belirgin hale gelir.

Okul Öncesi Dönem

  • Geç konuşma

  • Yeni kelimeleri yavaş öğrenme

  • Kelimelerdeki sesleri ters çevirme

  • Harf, sayı ve renkleri tanımada zorluk

  • Kafiye ve çocuk şarkılarını öğrenmede güçlük

5–13 Yaş Arası

  • Okuma sırasında harfleri veya kelimeleri ters yazma (örnek: “saw” yerine “was”)

  • b, d, p ve q gibi harfleri karıştırma

  • Yazım kurallarını öğrenmede zorlanma

  • Talimatları sırayla izlemekte zorlanma

  • Sesli okuma ve anlama becerilerinde zayıflık

13 Yaş ve Üzeri

  • Yavaş okuma ve yazma

  • Yüksek sesle okumada zorlanma

  • Deyim ve mecazları anlamada güçlük

  • Bir hikâyeyi yeniden anlatmakta zorlanma

  • Yabancı dil öğreniminde zorlanma

  • Matematiksel kelime problemlerini anlamada güçlük


Disleksi ve Görme Arasındaki Bağlantı

Her ne kadar disleksi görme sorunlarından kaynaklanmasa da, bazı görme problemleri disleksiyle benzer semptomlar gösterebilir. Amerikan Optometri Derneği’ne göre, çocukların %25’inde öğrenmeyi etkileyen bir görme sorunu bulunur.

Disleksi ile Karıştırılabilen Görsel Sorunlar

  • Hipermetropi

  • Gözlerin birlikte çalışmasında sorunlar (binoküler işlev bozuklukları)

  • Göz hareketlerinde zayıflık

  • Göz yorgunluğu, çift görme

  • Görsel bilgi işlemleme problemleri

Bu nedenle, disleksi şüphesi olan bir çocukta ilk adım kapsamlı bir göz muayenesi olmalıdır. Göz doktoru, görme sorunları mı yoksa öğrenme bozukluğu mu olduğuna dair yönlendirme yapabilir.


Görme Terapisi Disleksiye Yardımcı Olabilir mi?

Görme terapisi, disleksiye eşlik eden görsel bozukluklarda oldukça etkili bir yöntemdir. Bu terapi, göz ve beyin arasındaki bağlantıyı geliştirerek çocukların görsel verimliliğini artırmayı hedefler. Bazen özel lensler ya da prizmalarla desteklenebilir.

Görme terapisi sayesinde:

  • Okuma akıcılığı gelişebilir

  • Dikkat süresi uzayabilir

  • Akademik başarıda artış sağlanabilir


Disleksi Nasıl Teşhis Edilir?

Disleksi tanısı genellikle bir ekip tarafından konur: göz doktoru, çocuk gelişim uzmanı, psikolog ve özel eğitimci. Ancak ilk değerlendirme aşaması göz muayenesi ile başlamalıdır.

Tanıda bakılan başlıca unsurlar:

  • Görme keskinliği ve göz sağlığı

  • Gözlerin birlikte çalışması

  • Göz hareketleri

  • Görsel hafıza ve işlemleme becerisi


Disleksili Çocuklar İçin Ne Yapılabilir?

Disleksi tedavi edilemese de erken müdahale çok önemlidir. Disleksi ile baş etmede şu adımlar etkili olur:

  • Özel eğitim programları

  • Bireysel destek ve takviye dersler

  • Aile içi anlayış ve duygusal destek

  • Görme terapisi ve gerekiyorsa gözlük kullanımı

Disleksi, çocuğunuzun potansiyelini engellemek zorunda değildir. Doğru teşhis, destek ve eğitimle, disleksiyle başa çıkmak mümkündür.



Disleksi; zekâya, çevreye ya da isteğe bağlı gelişen bir durum değildir. Genetik ve nörolojik temelli bir farklılıktır. Ancak bu farklılık, doğru yönlendirme ile bir engelden çok bir özellik haline getirilebilir.

Eğer çocuğunuzda yukarıdaki belirtileri gözlemliyorsanız, geç kalmadan bir uzmana başvurun. İlk adım, bir göz doktorundan randevu almak olabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ağız Ülserlerinden Ani Ateşe: Herpangina

Herpangina Nedir? Herpangina, ağız tavanında ve boğazın arkasında oluşan küçük ülserlerle karakterize, enterovirüs grubundan virüslerin neden olduğu çocukluk çağında yaygın görülen bir hastalıktır. Ani ateş, boğaz ağrısı ve yutma güçlüğü gibi semptomlarla kendini gösterir. Genellikle 7-10 gün içinde iyileşir. Herpangina Belirtileri: Ani başlayan ateş Boğaz ağrısı Baş ve boyun ağrısı Şişmiş lenf bezleri Yutma zorluğu ve iştahsızlık Bebeklerde ağızda salya artışı ve kusma Ülserlerin özellikleri ve iyileşme süreci hakkında detaylar da ayrı bir paragraf halinde sunulabilir: Enfeksiyondan iki gün sonra ağız ve boğazın arkasında açık gri, kırmızı kenarlıklı ülserler oluşur. Bu ülserler genellikle 7 gün içinde iyileşir.   Herpangina Nedenleri ve Bulaşma Yolları: Virüs Türleri: A grubu coxsackievirüsler en yaygın nedenlerdir. Ayrıca B grubu coxsackievirüsler, enterovirüs 71 ve echovirüsler de etkili olabilir. Bulaşma Yolları: Fekal-oral yol: Dışkıyla kontamine olmuş yüzeylere temas. Solun...

Vitamin B6 (Piridoksin): Enerji, Sinir Sistemi ve Cilt Sağlığının Temel Taşı

B6 Vitamini Nedir? Piridoksin olarak da bilinen Vitamin B6, B vitaminleri grubunun önemli bir üyesidir. Bu vitamin, vücutta depolanmadığı için günlük düzenli olarak alınması gerekir . Enerji üretiminden sinir sistemi fonksiyonlarına, kan yapımından cilt ve saç sağlığına kadar birçok hayati süreçte rol oynar. Vitamin B6'nın Faydaları Enerji Üretimi: Karbonhidratların enerjiye dönüştürülmesine yardımcı olur. Sinir Sistemi Sağlığı: Beyin gelişimi, ruh hali düzenlemesi ve sinir hücreleri arasındaki iletişimde kritik rol oynar. Cilt ve Saç Sağlığı: Saç dökülmesini önler, cildi sağlıklı tutar. Kalp Sağlığı: Homosistein seviyelerini düşürerek kalp hastalığı riskini azaltır. Gebelikte Kullanım: Gebelikte bulantı ve kusmaları hafifletmek için kullanılır (doktor kontrolünde). Depresyon: Serotonin üretimine destek olarak depresyon riskini azaltabilir. Eksiklik Belirtileri Kas zayıflığı Sinirlilik ve ürkeklik Depresyon ve konsantrasyon güçlüğü Görme bozuklukları Eklem ve sinir hasarları Ciddi ...

Vitaminlerin Yağda ve Suda Eriyen Tipleri: Vücudumuzdaki Rolleri

 Vitaminler, vücudun normal fonksiyonlarını sürdürebilmesi için hayati önem taşıyan organik bileşiklerdir. Ancak vitaminlerin vücut tarafından kullanılabilirliği, yağda veya suda çözünür olmasına bağlı olarak farklılık gösterir. Bu iki çözünme tipi, vitaminlerin depolanma, alım ve metabolizma şekillerini etkiler. Yağda Eriyen Vitaminler Yağda eriyen vitaminler, lipitlerde çözünür ve genellikle vücutta yağ dokusunda veya karaciğerde depolanabilir. Bu vitaminlerin başlıca özellikleri şunlardır: 1. Temel Yağda Eriyen Vitaminler A Vitamini : Görme, cilt sağlığı ve bağışıklık sistemi için kritik. D Vitamini : Kalsiyum ve fosfor metabolizmasını düzenler, kemik ve diş sağlığını destekler. E Vitamini : Güçlü bir antioksidandır, hücre zarlarını serbest radikal hasarından korur. K Vitamini : Kan pıhtılaşması ve kemik sağlığında rol oynar. 2. Yağda Eriyen Vitaminlerin Özellikleri Depolanabilirlik : Vücutta uzun süre depolanabilir, bu nedenle günlük alımı zorunlu değildir. Fazla Alımın Riskler...